AKTİF YAŞAMIN VE SAĞLIK RİSKLERİNİN ÖNLENMESİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Beslenme ve yaşam biçimi ile obezite ve kronik hastalıklar yakından ilişkilidir. Fiziksel aktivite, kişinin enerji harcamasını artırdığı için modern toplumların önemli sağlık sorunlarından biri olan obezitenin önlenmesini, enerji dengesinin korunmasını ve vücut ağırlığının denetimini sağlar. Hareketli yaşam sadece obezitenin değil, hipertansiyon, inme, iskemik kalp hastalığı, Tip 2 diyabet, meme ve kolon kanserleri, osteoporoz gibi kronik hastalık risklerini azaltır. Kişinin genetik yapısı, obezite ve kronik hastalıklara yatkınlığını gösteren önemli bir gösterge olsa da; hatalı beslenme, hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı gibi olumsuz yaşam biçimi seçimleri de önemli bir rol oynar. Kişiler genetik miraslarını kontrol edemez, ama yedikleri yiyecekleri ve fiziksel aktivite düzeylerini kontrol edebilir. Bu nedenle sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak, kişinin kontrol edebildiği en önemli çevresel faktörlerden ikisidir. Sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemek; hastalıklara yakalanma riskini azaltabilir, var olan hastalıkların gelişimini yavaşlatabilir, ayrıca güvenilir ve etkili bir tedavi seçeneğidir.
Düzenli bir egzersiz programı; kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı gibi kişinin psikolojik durumunu olumlu yönde etkileyerek; depresyon, anksiyete ve uyku düzenini de sağlar, vücutta doğal sakinleştirici olarak bilinen “endorfin” salımını uyarır. Endorfin; ruh halini iyileştirir, acıya dayanıklılığı artırır ve iştah kontrolüne yardımcı olur.
Beslenme ve fiziksel aktivitenin sağlık üzerindeki etkileri genelde kesişse de (özellikle obezite), fiziksel aktivitenin beslenme ve/veya diyetten bağımsız (örneğin metabolizmayı etkileyen yararlar) farklı yararları da vardır. Düzenli egzersizin sağlığı etkileyen yararları Tablo 1’de özetlenmiştir.